Yıllar önce, o zamanlar ABD’nin Delaware eyaletinden genç bir senatör olan Joe Biden şu meşhur sözü söylemişti: “Yaptığımız en iyi 3 milyar dolarlık yatırımdır bu. Eğer bir İsrail olmasaydı, ABD bölgedeki çıkarlarını korumak için bir İsrail icat etmek zorunda kalacaktı.”
Şimdi başkan olan Biden, çok zekice olduğunu düşündüğü bu nükteli ifadeyi kısa bir süre önce tekrarladı. Gerçekten de kendisi ve genel olarak ABD için İsrail pahası yüksek bir gayrimenkul: Bir askeri üs ve sabit bir uçak gemisi ve bu haliyle Washington’un bölgeyi ve dünyayı yönetmeye yönelik kuruntuları için büyük bir “yatırım”.
Biden’ın ifadesi elbette tartışmalı bir ifade. O bunu ilk söylediğinde İsrail çoktan icat edilmişti. Biden iyi bir metin yazarı değil. Ancak İsrail’i icat etmeye dair arzusu, mevcut yerleşimci koloninin zaten bir icat olduğu tarihsel gerçeğine işaret ediyor.
Ve son iki hafta içinde ABD, acımasız bir askeri mekanizma olan İsrail’in önünü açtı ve onu güçlendirdi. Böylece daha da şiddetli ve daha vahşi bir İsrail’i yeniden icat etti.
Filistinli savaşçıların 7 Ekim’de Gazze’yi çevreleyen duvarı aşarak İsrail’e saldırması ve yüzlerce İsrailliyi öldürmesi ve esir almasının ardından İsrail hızlı ve orantısız bir misillemede bulunarak, yaklaşık iki hafta içinde hava saldırılarıyla neredeyse beş kat fazla Filistinliyi öldürdü.
ABD ve Avrupa hükümetleri “yeni ve gelişmiş” bir İsrail’i yeniden icat ediyor. Bu ülkelerin dünya çapında süregelen sömürgeci ve emperyal vahşetlerinin apaçık bir yansıması yaşanmakta olanlar. İsrail’in şu anda Gazze’de yaptıkları, Fransızların, İngilizlerin, Portekizlilerin, Almanların, İspanyolların, Amerikalıların ve diğerlerinin tarih boyunca dünyanın dört bir yanında yaptıklarının bir tekrarı.
Gazze’deki Filistinliler şu anda Avrupalıların ve Amerikalıların sebep olduğu küresel acıların bir özeti.
7 Ekim’de Filistinli savaşçılar tarafından gerçekleştirilen saldırı korkunç bir cinayet ve kargaşa sahnesine yol açtı. Filistinlilerin nesiller boyu çektiği acıları görmezden gelen Batı medyası, bu saldırının fotoğraflarını ve tasvirlerini hızla yayınlayıp yayarak İsrail’in ölümcül misillemesine kamuoyu desteği sağlamaya yardımcı oldu.
Ortak çaba artık İsrail’i, Biden’ın zaten var olmasaydı icat edeceği Avrupalı bir yerleşimci koloni olarak değil, bir “doğruluk ve adil intikam timsali” olarak yeniden icat etmeye odaklanmış görünüyor. Ve bu İsrail’e, Filistin davasına desteği suç sayan bir ülke olan ABD tarafından yardım ve yataklık ediliyor.
İsrail’in bu yeniden icadında, Filistin’i Hamas’la, Hamas’ı da IŞİD’le eşitlemek, Gazze’de yaşanan soykırımın zeminini hazırlamak için iyi tasarlanmış bir strateji. Bu, Filistin davasının sistematik olarak siyaset dışı bırakılmasının ve bir ulusal kurtuluş hareketinden insani bir krize dönüştürülmesinin başlangıcı.
Oysa Filistin davası, acımasız bir Avrupalı sömürge projesine karşı sürdürülen bir ulusal kurtuluş hareketidir. İnsani bir kriz değil. Hamas, bu harekete dahil olan güçler kümesinin sadece bir unsurudur; belirleyici unsuru değil.
Şiddet içermeyen Filistin direnişinin uzun bir geçmişi var ve bunun en iyi örneği dünya çapında ilgi gören ve yayılan “Boykot, Tecrit ve Yaptırım” (BDS) hareketi.
Buna karşılık, içgüdüsel ve nefret dolu bir milliyetçilik İsrail siyasetine hakim olmuş durumda. Yine de kendini adamış bir Siyonist için bile, Biden’ın—sonu Holokost’a varan uzun süreçli bir Avrupa mezalimine karşı güvenli bir Yahudi sığınağı olarak değil, işlevsiz bir imparatorluğun çıkarlarını korumak için bir askeri üs olarak—İsrail’i “icat etme” iddiasındaki doğuştan gelen emperyal vahşeti fark etmemek zor.
İsrail’i yeniden icat etme işi, İsrail’in Filistinlilere yönelik suç teşkil eden zulümlerle dolu yakın tarihini hatırlamaktan kaçınırken, uzak bir geçmişin parçalarını seçip ayıran tuhaf bir tarih bilincine dayalı bitmek bilmeyen bir Siyonist meşguliyet. Bu meşguliyetin modern tarihi, İsrail’in 11 Eylül’ü olarak adlandırılan 7 Ekim’de başladı ve şimdi tüm dünyanın gözleri önünde ikinci bir Nekbe yaşanıyor.
Fakat İsrail’in yeniden icadı, Filistinlilerin kararlılığına üstün gelemez. Dünya artık İsrail’in ne olduğunu görüyor: Asla pes etmeyecek yılmaz bir halk karşısında acımasız bir ölüm makinesi.
Yazar: Hamid Dabashi
Yayın Tarihi: 28 Ekim 2023
Kaynak: Middle East Eye
Çeviri: KARPUZ
Manşet Fotoğrafı: Evelyn Hockstein/Reuters