Skip to main content

Aşağıda çevirisini sunduğumuz metin, 15 Kasım 2023 tarihinde +972 Magazine tarafından yayınlandı. İsrailli bir komedyen ve barış aktivisti olan Noam Shuster, İsrail yönetiminin insan hayatına bir değer vermediğini belirttiği yazısında, Gazze’de cereyan eden savaşı durdurmak için dünya halklarından yardım istiyor. Shuster, Başbakan Netenyahu’nun ve İsrail’deki aşırı sağcı hükümetin esas derdinin kendi paçalarını kurtarmak olduğunu öne sürerken, Gazze’ye yönelik saldırganlığı eleştirmeye yeltenen muhalif İsraillilerin ciddi bir baskı altında tutulduğunu belirtiyor. Shuster, İran doğumlu Yahudi bir anne ve ailesi Holokost mağduru olan Romanya kökenli Yahudi bir babanın kızı. Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanların beraber ve barış içinde yaşamaları hayaliyle kurulan Neve Shalom/Vâhetu-s Selam’da (Barış Vadisi) doğup büyümüş ve Arapçayı orada öğrenmiş. İsrail’de yaşayan bir Yahudi tarafından yazılmış olmasıyla önem arz eden ve İsrail’deki iç muhalefetin cüreti, imkanları ve karşı karşıya kaldığı zorluklar hakkında işaretler barındıran bu yazıyı ilginize sunuyoruz.

Aileleri ve destekçileri, Gazze’de rehin tutulan İsraillilerin serbest bırakılması için Tel Aviv Sanat Müzesi önündeki “Rehine Meydanı”nda protesto gösterisi düzenlerken – 26 Ekim 2023 [Fotoğraf: Tomer Neuberg/Flash90]

İsrail’in ciddi bir dış baskı olmaksızın Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden yoğun bombardımanını ve kara işgalini durdurmayacağı artık sağduyu sahibi herkes için su götürmez bir gerçek. Ben radikal değilim. Ben bir hain değilim. Ancak bizi bu felakete sürükleyenlerin, bizi bu felaketten çıkarmak için doğru adımları atacaklarına güvenmek için hayalperest olmak lazım. Hükümetimizin ne bir çözümü ne de haddi hududu bulunmakta.

Geçtiğimiz haftalarda Tel Aviv’de ateşkes çağrısı yapan birkaç küçük protesto gösterisine katıldım. Biz solcu aktivistler olarak toplumumuzda küçük bir azınlığız ve şu anda kelimelerimizi dikkatli seçmek zorundayız. Hamas’ın 7 Ekim katliamlarından bu yana İsrail içindeki muhalefete yönelik baskılar nedeniyle kendi güvenliğimizden endişe duyuyoruz ve bu da öfkemizi istediğimiz ölçüde gösterebilmemizi engelliyor. Eğer tamamen susturulursak, savaşın sona ermesi ve rehinelerin serbest bırakılmasını protesto edecek kim kalacak?

Rehinelerin aileleri tarafından yapılan konuşmalarda birçok kişi, İsrail ordusunun Gazze’deki saldırganlığını sürdürmeye devam etmek için yaptıkları çağrıların bir kenara itildiğini kesin bir dille ifade etti. Hükümetimiz bu aileleri bile dinlemiyorken bizi kim dinleyecek? Korku artık bizi uyuşturuyor, sanki her şey başımıza yıkılabilir ve Itamar Ben Gvir’in polisleri bizi kolaylıkla içeri tıkabilirmiş gibi geliyor. Kendimizi hüsrana uğramış ve güçsüz hissediyoruz.

Ateşkes yapılmıyor çünkü Başbakan Benjamin Netanyahu, siyasi olarak ayakta kalabilmenin ve mesihçi hayallerine ulaşabilmenin tek yolunun kan ve tanklarla, daha fazla yerleşim yeri ve kaynağa susamış faşist bir tabanı doyurmak olduğunu biliyor. Şimdi de 7 Ekim katliamlarının, hükümetin yargı darbesine karşı görev yapmayı reddeden yedek subayların olanak tanımasıyla gerçekleştirildiğini öne sürerek, acımızda bile kutuplaşmayı körüklüyor.

Anketler şu anda İsrail halkının çoğunluğunun çatışmalar biter bitmez Netanyahu’nun gitmesini istediğini gösterse de, bu savaş suçlusunu sahneden sessizce inmeyeceğini bilecek kadar iyi tanıyoruz. Görevde kalabilmek için bizi tekrar birbirimize düşürmenin bir yolunu mutlaka bulacaktır.

İsrailli protestocular, İsrail ordusunun Tel Aviv’deki karargahının önünde protesto yaparak Gazze’ye yönelik savaşta ateşkes çağrısında bulunurken – 28 Ekim 2023 [Fotoğraf: Oren Ziv]

Ateşkes yapılmıyor çünkü Netanyahu, 7 Ekim katliamlarından kurtulanların gerçekte ne istediğini yeterince önemsemiyor. Kurtulanların çoğu laik liberallerden ve solculardan oluşuyor—ki bu insanlar geçtiğimiz dokuz ay boyunca her hafta sonu hükümete karşı kitlesel gösterilere katılmışlardı. Başbakan, onlara karşı siyasi bir yükümlülüğü olmadığına inanıyor.

Ateşkes yapılmıyor çünkü aşırı sağcı hükümet güç zehirlenmesi yaşıyor, net bir planı yok ve şu anda yürüttüğü yıkımla ilgili zor sorulara meşru cevaplar veremiyor. Tek stratejileri Gazze’yi daha önce hiç görülmemiş bir vahşetle vurmak.

Ateşkes yapılmıyor çünkü ABD’de sabır azalıyor olsa da kimse İsrail’i ateşkese zorlamıyor. Dünyanın en güçlü ülkelerinin tam desteğine sahibiz. Ne de olsa ABD’nin kendisi de daha önce Orta Doğu’da aynı türden saldırılar gerçekleştirmişti.

Ateşkes yapılmıyor çünkü hükümetimiz 7 Ekim başarısızlığı ile başa çıkamıyor. Bunu daha önceden önleyemedikleri ve durduramadıkları için bu durumdan sorumlular. Savaş makinesi durduğunda ve hepimiz sağlıklı düşünmeye başladığımızda, öfkemizi onlara yönelteceğimizi biliyorlar.

Ateşkes yapılmıyor çünkü Filistinlilerin hayatları bu hükümet için önemli değil ve İsrail Gazze’de giderek artan ölü sayısı için hiçbir bedel ödemiyor. Filistinli öğrenciler, doktorlar ve gazeteciler insandışılaştırılıp katlediliyor, umutları ve hayalleri en iyi ihtimalle önemsiz, en kötü ihtimalle de tehditkar görülüyor.

Yaralı Filistinliler, Gazze’nin kuzeyindeki Gazze Şehri’nde bulunan Şifa Hastanesi’nin koridorlarında sıralanırken – 10 Kasım 2023 [Fotoğraf: Flash90]

Ateşkes yapılmıyor çünkü Yahudi solcular ve İsrail’in Filistinli vatandaşları susturuluyor ve Gazze halkıyla dayanışma içinde olmak istediğini söylemeye cesaret eden herkes polis tarafından hedef tahtasına koyuluyor. Bu sırada, “mecazi olarak“ Gazze’ye nükleer bomba atılmasını öneren hükümet bakanları sadece kısa bir süreliğine görevden uzaklaştırıldı. Korkuyoruz. Ateşkes için mücadele edecek siyasi alan ortadan kalkmış bulunmakta.

İşte burada siz devreye giriyorsunuz.

Bize yardım edin

Belki siz okuyucularım için tüm bu ifade edilen zaten apaçık gelebilir ama aslında anlattıklarım İsrail’de son derece marjinal bir yaklaşımı temsil ediyor. Ana akım gazetecilerden ünlülere kadar İsraillilerin büyük çoğunluğu Hamas’ı “yok etmeye” devam etmemiz gerektiğine inanıyor. Ama Hamas yok oluyor mu? Bunu bilemiyoruz. Rehineler iyi mi? Hiçbir fikrimiz yok. “Birlikte kazanacağız“, önemli olan tek şey bu.

Mevcut şiddetin haklı olduğuna dair İsrail’deki kolektif inanç, gerçekliğe dair tuhaf bir bakış açısıyla meşrulaştırılıyor. Kendimizi “daha ahlaklı” olduğumuza ikna etmeyi başardık çünkü Gazze’deki sivillere onları bombalamadan önce gidecek başka yerleri olmamasına rağmen evlerini boşaltmalarını söylemiştik. Kendimizi iyi hissediyoruz çünkü tüm bu savaşın yalnızca Hamas’ın suçu olduğunu düşünüyoruz. Ve her nasılsa, geri kalanımız karanlıkta oturup her şeyin bitmesini beklerken, başarısız bir liderlik ve sadece kendi paçasını kurtarmakla ilgilenen yozlaşmış bir başbakan tarafından yönetilen anlamsız bir bombardımanı ve işgali sürdürmekte bir sorun görmüyoruz.

Gazze’de rehin tutulan İsraillilerin aileleri ve destekçileri, serbest bırakılmaları için Tel Aviv Sanat Müzesi önündeki “Rehine Meydanı”nda protesto gösterisi düzenlerken – 26 Ekim 2023 [Fotoğraf: Tomer Neuberg/Flash90]

Bu bir felaket. Biz İsrailliler için, Gazze, Batı Şeria ve İsrail’deki Filistinliler için, rehineler için ve bu toprakları bir şekilde birbirimizle tam bir eşitlik içinde paylaşmaktan başka seçeneğimiz olmadığına inanan herkes için devam eden, kötüleşen, tarifsiz bir felaket. Yahudilerin ya da Filistinlilerin çektiği acıya inanmıyorsanız size yazıklar olsun. Size acı çektiğimizi “kanıtlamak” için halihazırda bir savaş cereyan ederken ilave bir çaba sarf etmek zorunda bırakılmamalıyız.

Etrafımı saran sürüyü körü körüne takip etmeyi reddediyorum. İnsanlığımdan vazgeçmektense sevilmeyen biri olmayı tercih ederim. Ben 7 Ekim katliamlarında sevdiklerimi kaybettim, başka bazı sevdiğim kişilerse hala Hamas tarafından rehin tutuluyor. Onları kurtarmak için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. Ancak hükümet, bu şiddet olaylarında arkadaşlarını ve ailelerini kaybeden—ve belki de daha fazlasını kaybedecek olan—bizleri dinlemek yerine, acımızı savaşını meşrulaştırmak için kullanıyor ve muhalefetimizi dile getirdiğimizde bizi susturuyor.

Dünya Gazze’de yaşanan dehşete odaklanmışken, İsrailli yerleşimciler ve askerler Batı Şeria’da cirit atıyor, terör estiriyor ve herhangi bir korumadan yoksun yüzlerce Filistinliyi yerinden ediyor. Yahudiler ve Filistinliler olarak bir araya gelip sağduyulu bir şekilde konuşma çabalarımız polis tarafından engelleniyor. Ve tüm bunlar olurken, başbakanımız konutunun yenilenmesi için ayrılan fonları onaylamakla meşgul halde.

Acı gerçek şu ki, gerçek bir planı olmayan ve vatandaşları için gerçek cevapları bulunmayan liderler tarafından rehin tutuluyoruz. Bildikleri tek şey bombalamak. Anlamsızca. Savaş makinelerini işler tutmak için. Eleştirileri susturmak için. Gençleri, bunun son olacağı gibi boş bir vaatle başka bir savaşa sürüklemek için. Acımızı ve kederimizi sömürmek için. Ancak 7 Ekim’de yaşanan vahşet, binlerce Filistinlinin katledilmesiyle telafi edilemez.

Nasıl oluyor da aile üyeleri rehin tutulan arkadaşlarım, hükümetlerine onlarla konuşmaları ve onları dinlemeleri için yalvarmak zorunda bırakılıyor? Nasıl oluyor da dünyanın dört bir yanındaki insanlar rehinelerimize karşı kendi liderlerinden daha merhametli olabiliyor? Geceleri nasıl uyuyabiliyorlar? Lütfen, Filistinlilerin ve İsraillilerin yaşamasını istiyorsanız, derhal ateşkes için baskı uygulamanıza ihtiyacımız var. Hemen şimdi. Acı çekiyoruz. Yas tutuyoruz. Yetimiz. Liderlerimiz insan hayatını umursamıyor. Yaşamak istiyoruz. Bunu tek başımıza başaramayız. Bize yardım edin.

Yazar: Noam Shuster

Yayın Tarihi: 15 Kasım 2023

Kaynak: +972 Magazine

Çeviri: KARPUZ

Manşet Fotoğrafı: EFE/Manuel Bruque

Leave a Reply